Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin Atalay kararını neden tanımadı? Yargıtay Başkanı Akarca “bireysel başvuru” konusunu böyle değerlendirdi
Yargıtay Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararını Türkiye’nin tanımaması üzerine ortaya çıkan krizin yansımaları devam ederken, geçtiğimiz günlerde Haberler.com Youtube kanalında açıklama yapan Yargıtay Lideri Akarca’nın sözleri yeniden gündem oldu. Anayasal bireysel başvuruya ilişkin Akarca, “Yargıtay’ın köklü içtihatlarına aykırı olarak verilen kararların topluma zarar vereceğini ve yeni bir kaosa yol açacağını düşünüyoruz.”
“BİREYSEL BAŞVURUYU HAK ARAYIŞININ DEĞERLİ BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜYORUM”
Haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Bedia Teymur’un sorularını yanıtlayan Akarca, anayasal bireysel başvuruya ilişkin şunları söyledi: “Bireysel başvuru, prensip olarak anayasamızda uygulanan temel hak ve özgürlükleri koruyan bir anlayışla kabul edilmiş ve 2012’den beri yazıda. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “İş yükünün azaltılmasını da öngördü. Bunu vatandaşlarımız açısından önemli bir kazanç olarak görüyorum. Bu gerçekten önemli bir şey. Prensip olarak buna karşı değilim. Yani bireysel başvuruyu hak aramanın önemli bir parçası olarak görüyorum ama bunun kapsamı ve sınırları aslında anayasa ve kanunlarla çizilmiştir.” şeklinde bir açıklama yaptı.
“TABİKİ ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİ VARDIR, BU YETKİ ÇERÇEVESİ ANAYASA TARAFINDAN ÇERÇEVELENMİŞTİR”
Hukuki yoldan ileri sürülen itiraz ve değerlendirmelerin artık bireysel başvurularda yer almayacağının açık olduğunu belirten Akarca, “Şimdi burada tazminata ilişkin kanun ve usule uygun olarak elde edilen delillerle belirlenmiş bir karar var. , faiz, çalışma hayatı, ceza hukuku ve delil değerlendirmesi. “Bireysel başvuruda kararın değiştirilmesi hukuki karışıklık ve kaosa yol açacaktır. Yani Anayasa Mahkemesinin elbette yetkisi var ama bu yetki kanun ve anayasayla çerçevelenmiştir.” şeklinde konuştu.
“YÜKSEK MAHKEME’NİN KÖKLÜ YARGI KANUNUNA AYKIRI KARARLARIN TOPLUMA ZARAR VERECEĞİNİ DEĞERLENDİRİYORUZ”
Akarca; Yetki aşımının, hukuki bir yetkinin aşılmaması gerektiğine işaret ederek, “Burada uzmanlıklarına göre belirlenmiş bir işletme departmanında, bilmiyorum bir işletme departmanında, ilgili hukuk departmanlarımızda veya Borçlar hukukuyla uğraşan ticaret dairesinde ise tüm kavramlara aykırı davranacaklardır ki bunun kişisel bir uygulama ya da zorlama meselesi olmadığını düşünüyoruz.” Bu kararlara aykırı olarak ve Yargıtay’ın köklü içtihatlarına aykırı olarak alınan kararların topluma zarar vereceğini ve yeni bir kaosa yol açacağını düşünüyoruz. Aksi takdirde bu elbette vatandaşlarımız için bir kazançtır. Amaç, bireysel başvuruya ilişkin temel hak ve özgürlüklerin korunmasıdır. Ama bu, “Belki çerçeve biraz daha netleştirilir, Anayasa’da ve maddede belirtilir ve düzenlenir. Bizim kastımız budur.” dedi.