Gelecek Partisi Kurucusu, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Lider Danışmanı Abdullah Teber, sosyal medyadan yaptığı açıklamada partisinden ve görevlerinden istifa ettiğini duyurdu. Bununla bağlantılı olarak Teber, Ahmet Davutoğlu’na bazı şeyleri düzeltmek ya da açıklamak istediğinde ulaşamadığını gösterdi.
‘YETERLİLİĞİN ÇOK FAZLA TAVSİYE OLMADIĞINA ŞAHİT OLDUM’
Mesajında şunları yazdı: “1980 yılında başladığım iş hayatımda ülkemizi dünya sıralamasında temsil eden bir iş insanıyım. Buna inanarak adalete.Teşekkürler.Adalet.İmanımız ve inancımız gereği,din,dil,milliyet ayrımı gözetmeksizin adaletsizlikle,kanunsuzlukla,beceriksizlikle karşılaşanlarla hep yan yana, omuz omuza yürüdüm. , kültür, renk veya köken.
Bu noktada son Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 2019’da yaşadığı adaletsizliklere fikirlerimiz ve dünya görüşlerimiz ne kadar farklı olursa olsun sessiz kalmamak için 2019 yılında kurduğu Gelecek Partisi’nin kurucuları arasında yer aldım. ülke. Amacım uğradığı hukuksuzluğa sağlam bir takviye vermekti. Ne de olsa adaletten mahrum kalmış biri olarak adaleti en çok savunacak kişinin o olacağını düşündüm. Kullandığı enstrümanın adalet ve liyakatten başka bir şey olmayacağını düşündüm. İş hayatımdaki meşguliyetimi bir kenara bırakarak, yılların verdiği tecrübe ve bilgi birikimimle adaleti getireceğine inandığım partide ilerlemeye başladım.
Farklı fikir, kültür, eğitim, yaş, cinsiyetten 152 kişi olarak çıktığımız yolda önce adalet sonra liyakat mottosuyla hareket ettim ve Genel Lider Ahmet Davutoğlu dahil tüm grup arkadaşlarımın da bu fikirde olduğunu düşündüm. tip. Ama harcadığımız onca zamandan sonra adaleti, insan umutlarının boşa gittiğini gördüm. Hatta en çok itiraz ettikleri ve en çok istemedikleri şeyin adalet ve liyakat olduğunu gördüm. Son seçimlerde görüldüğü gibi kayırmacılık, yandaş, eş, dost, akraba desteği, liyakat ve adalet derken bu kadar insanın emeğinin, zamanının, yıllarının, umutlarının boşa gittiğini gördüm.
Kurucu heyet üyesi olarak seçmenlere, üyelere ve benim gibi düşünen meslektaşlarıma karşı kendimi sorumlu hissederek bazı şeyleri düzeltmek ve açıklamak istediğimde Ahmet Davutoğlu’na ulaşamadım.
Tüm insanlara karşı hata yapılmasına izin vermeyeceğimi, adil ve adil bir şekilde sesimi duyuracağımı bilen Genel Başkan telefonlarıma cevap vermemiş, görüşme taleplerimi cevapsız bırakmıştır. Nihayet; İnsanların kendilerine olan inançlarını ve beklentilerini karşılayamadı ve onları hayal kırıklığına uğrattı. Parti, kendisini ve birçok yakınını kurtarmanın değerine inananlar ve partiye inananlar, ülkeyi hiçliğin ortasında terk etti.
Milletvekili olmaya çalışanlar bizi milletvekilliği dağıtan bir makam olarak gördüler. En başından beri bazı arkadaşlarım (örgütün en çalışkan askeri olan Veysi Akay kardeşimin açıkça ifade ettiği gibi) ve ben, verdiğim desteği anlamadılar, görmediler ve verdiği sözü tutamadılar. adil olmak ve liyakatle davranmakla ilgili. seçmen kaybetti.
Kuruluşundan bu yana benim için bu partiye zaman, emek ve para harcayan, ülkenin her yerinden tüm yol arkadaşlarıma hakkını vermenizi istiyorum. Adil ve liyakatli bir tavır sergileyeceğine inanmadığım için Genel Lidere olan inancımı kaybettim.
Genel Önderlik Danışmanlığı, Parti Yürütme Konseyi üyeliği ve Parti üyeliğinden istifa ediyorum.” (HABER MERKEZİ)
